7 Ağustos 2008 Perşembe

Rufus Wainwright röportajı!

Röportaj yazısını size kopyalamadan önce ben de küçük bi' anını (Going To a Town) telefondan da olsa paylaştığım için az da olsa mutluyum bu konserin. Ki konseri birinci ağızdan dinlediğim için ne kadar güzel geçtiğini biliyorum, şanslı insanlar işte.. Aya İrini de övüle övüle bitmeyecek kadarmış bir görmek lazım, bizi İstanbul fakiri insanlar! Neyse, buyrun..

15. Uluslararası İstanbul Jazz Festivali 2 Temmuz’da başladı. Geçtiğimiz haftadan beri o konser benim bu konser senin hepsine seke seke yetişmeye çalışıyoruz. Bizim gibi henüz tatile çıkmayanlar için de günler bir anlam kazanıyor bu güzel konserler serisiyle. Bizi heyecanlandıranlardan biri de Radyo Eksen’de de sıkça şarkılarını duyduğunuz Rufus Wainwright’ın Aya İrini’deki konseri oldu. 8 Temmuz’da Aya İrini’de gerçekleşen konser öncesi gün ortasında çimenlerin üstünde Wainwrihgt’la 10 dakika geçirmece bizi akşama daha da hazırladı. NTV gece gündüz için Emrah Kolukısa’nın yapacağı röportaja dahil ettim kendimi. Konserde herkese kendini hayran bırakan Rufus Wainwright tüm sevimli aristokratlığıyla geldi yanımıza. Bu sevimli aristokrat sanatçı Peter Stuyvesant’ın uzak akrabasıymış.

“Peter Stuyvesant uzak bir akrabam. İngilizlerden önce New Amsterdam'ın ilk hollandalı valisi kendisi. Ama çok uzak ve şüpheli bir akrabalık var aramızda.”

Konserde kendi şarkılarının yanı sıra Leonard Cohen yorumlarını dinlemek de geceye dair beklentilerimiz arasındaydı hatta diğer şarkı beklentileriyle başa baş gidiyordu. Tam hayal kırıklığı yaşayacaktık ki kapanışta Hallelujah söyledi piyanonun tuşlarına nazik nazik basarak.
Onun güçlü sesi Aya İrini duvarlarına çarpıp bize döndükçe sanki kurak kalmış bünyelerimize su serpiliyor gibi rahatladıkça rahatlıyordu içimiz dışımız, tansiyonumuz düşüyordu başlıyordu Rufus bizi güldürmeye..

Geçen yıl yayınladığı Release the Stars albümünün fazla güzel şarkılarından biri Going to A Town’ı gözlerimiz dolu dolu konserde dinledik, ortaya çıkış hikayesini ise konser öncesinde dinledik; “ şarkıyı evrenin bana yolladığı bir mesaj olarak görüyorum. Çünkü ben hiç ABD hakkında bir parça yazmalıyım diye bir niyetle işe kalkışmadım. Bir akşam yemeğe çıkmadan önce 10 dakika vaktim vardı ve piyanonun başında oturuyordum. Bir de baktım bir anda o şarkı geliverdi. Ben kendimi çok politik olarak görmüyorum aslında, gerçi eşcinsel olmanın doğasında olan birşey bu, hele ki kendinizi ifade etmek önemliyse. Ama onun dışında şarkı, ben farkına bile varmadan bir anda geliverdi bana”
Şu sıralarda yeni bir albüm hazırlığı içinde olduğunu söyleyen Wainwright, aynı zamanda çocukluk tutkusu olan opera üzerinde de çalışıyor. “Büyük tiyatrocu Robert Wilson ile Shakespeare'in sonelerinden hareketle yola çıktığımız bir müzikal hazırlıyoruz. Önümüzdeki ilkbaharda Berlin'de sergilenecek büyük bir prodüksiyon olacak.”
Opera’nın özellikle en kötü dönemlerinde hayatını kurtardığını duymuştuk. Operaya olan tutkusunu şu sözlerle dile getiriyor Wainwright; “Opera benim en büyük tutkum. Bana umut veren ve karanlık dönemlerimde bana yol gösteren hep opera oldu. Eşcinselliğimi açıklarken, uyşturucudan kurtulmaya çalışırken hatta 30 yaşıma girerken. Hepsi karanlık dönemlerdi. Operaya gitmek, o öyküleri dinlemek hep ilham vermiştir bana, hatta şu anda bir opera yazıyorum. Gelecek yaz sahnelecek. Şu kadarını söyleyebilirim ki opera benim dinim, opera binası benim kilisem.”
Konser boyunca piyanosuyla arada eline aldığı gitarıyla, mekanın da kendisine yakışmasıyla her birimize harika bir konsept yarattı Rufus Wainwright. Film müziklerine de konser boyunca yer veren Rufus Wainwright aklımın bir yerlerinde kalmış “tek başına sahneyi doldurdu” cümlesinin tam karşılığı oldu o gece.

Şarkı Aralarından Gel

Rufus Wainwright’ın sesine uzak kalamayan kedi kendini sahneye attı ve o anda Wainwright’ın baş rolünü elinden aldı.

Rufus Wainwright konserden birgün önce boğaz gezisine çıktı,konserde ise yapıldığından bu yana görünümü tartışma konusu olan renkli boğaz ışıklandırmamıza yepyeni bir benzetme kazandırdı ve "gay görünümlü köprü" yorumunu yaptı.

Tüm konserlerinde göstermeyi ihmal etmediği politik tavrını Aya İrini’nin atmosferinde de eksik etmedi. Ayrıca röportaj sırasında Going To A Town’nın Amerika’nın seçim döneminde daha da anlam kazandığını ve mutlaka konser de söyleyeceğini dile getirmişti.

Not: Rufus Wainwright röportajı 8 Temmuz'da Gece-gündüz programında yayınlanmıştır.

Yazı: Şehnaz Aygül
Röportajı Yapan : Emrah Kolukısa

Hiç yorum yok: