22 Ağustos 2009 Cumartesi

Ephrat - No One's Words


ephrat'ın 2008 yılında yayınlanan ilk albümü no one's words, progressive rock/metal türüne ait, yılın en başarılı örneklerinden. porcupine tree, tool, riverside, king crimson, opeth ve niceleri gibi bugünün müziğinin bayağılaşması, kültürünün yozlaşmasına dert yanan müzik severlere ilaç olabilecek kalitede müzik yapan grupların peşisıra gelen ephrat'ın, kısmen dağınık ve konsept bir kimlikten uzak olmasına rağmen dinleyiciyi doyuran, dinleyicinin ufkunu açan ve kalite hissini yaşamasını sağlayan albümü no one's words; sonrasında gelecek albümlerin olası kalitesini şimdiden kanıtlamış olmalı. 59:38 çalma süresine sahip albüm, insideout etiketiyle piyasaya sunuldu.


ephrat'ın ilk eseri olan albümde genel bir konsept niteliği aramak çok da doğru olmayabilirdi. pain of salvation'dan tanıdığımız daniel gildenlöw'un da besteleyip kaydettiği bir parça (the sum of damage done) içeren albüm, steven wilson'ın hünerli elleriyle epey yoğrulmuş. sanat severe kalite hissinden önce, kaliteli bir kaydı tattırması, albumün mastering ve miksajında steven wilson'ın imzasının olmasıyla açıklanmalı. bilindiği üzere, steven wilson progresif müzik severler için bir dahidir. çoğu müzisyenin örnek aldığı, saygı duyduğu ve takdir ettiği bir müzisyen olmasından çok, yaratıcılığına rağmen tevazusunun ön plana çıkarılmasının gerektiğini düşündüğüm müzisyenlerdendir. öyle ki, no one's words albumünde back vokallerin bir kısmını da üstlenen steven wilson, gruptan daha önde gözükmemek adına resmi sitesinde ve grubun myspace sayfasında bundan bahsetmemiştir.


daniel gildenlöw ve steven wilson gibi iki dahinin, çalışmalarına dahil olduğu bir grubun, muhtemelen kaliteli müzisyenlerden ibaret olması gerekirdi zaten. albümdeki parçaları tek tek incelediğimizde, bahsettiğim kalite gerçekten zihinlere çarpacaktır; üstelik sadece bireysel performanslarla değil, ortaya konan eserlerle.


albüm toplamda altı parçadan ibaret (59:38). albümün tracklisti ise şöyle:


1. The Show (10:31)
2. Haze (7:13)
3. Better Than Anything (8:26)
4. Blocked (4:55)
5. The Sum Of Damage Done (9:36)
6. Real (18:58)



1.the show: ephrat'ın no one's words albümünün 10:31 çalma süresine sahip, açılış parçası the show ile, ephrat müzik dünyasının zirvesine bir merdiven dayamış diyebiliriz. hareketli bir sample ile açılan parça, aslında geneline bakarsak çok da sert olmayan yapısına, güçlü bir girizgahla davet ediyor dinleyiciyi. sonrasında parçanın temasına doğru bir çekim hissetmek mümkün, işte progresif müziğin sürükleyiciliği... özellikle lior seker'in parçadaki vokali, albümün sonraki parçaları için epey umut vaad ediyor. tema yerli yerine oturduktan sonra, başarılı bir progresif müzik eserinde olmazsa olmaz olan değişim rüzgarları, 5:45 itibariyle fırtınaya dönüşüyor. albumün tatlı sert mizacına rağmen, en dokunaklı kısımlarından biri başlıyor. dinleyiciyi epey saracağından şüphem yok.yan flüt ve akustik gitarın uyumu, diğer gitarların da katılımıyla geçiş temasını oldukça etkileyici kılmış gerçekten. parçada, teknik müzik yapma kaygısının güdülmediği hissediliyor.ancak böyle bir tema yaratmak için zaten tekniklerle desteklenmiş sağlam bir hayal gücü gerekirdi. omar ephrat, steven wilson'a yakışan bir arkadaş olduğunu kanıtlıyor böylece.

zamanın aksine, ters yöne doğru hızla yol alan dünyanın, maddiyat çemberinin ortasına çakılmış bir elma gibi dönmesinden bahsediyor; lakin geç kalmışlık iz sürmeli. şov devam ediyor!




2.haze:
ephrat'ın no one's words albümünün 7:13 çalma süreli, ikinci parçası. albümün ilk parçası the show'daki gibi, aksak ve aksayan bir sample ile açılıyor parça; ardından cennetten kovulma bir kadının, paatos'un vokalisti petronella nettermalm'in sesiyle, etiketini alıyor.albümdeki diğer parçalara nazaran fazlaca dikkat çekiyor ilk dinleyişte. nistepen daha sert davul partisyonları, çeşitlemeler ve ölçü kaydırmalarla üzerinde çok çalışıldığını belli eden bir parça, haze. sabit bir tema üzerinde işlenen parça, kendini gitarlara emanet etmiş gibi görünüyor. ayrıca ölçü sonlarındaki küçük yanıltmalar ve sürprizler de parçayı daha hareketli bir moda sokmuş. davul ve bas gitarın uyumu sağlıklı bir alt yapı sunuyor. üzerine yığılmayan, özenle temaya devredilen gitarlarsa ephrat hakkında "olmuş!" dedirtiyor. ayrıca parçada kullanılan yaylılar ve tomer z'nin özenle seçtiği belli olan zil seti fazlaca dikkat çekiyor. kayıt kalitesi de üst düzeyde olunca, albumün en başarılı ve yaratıcılık mahsulü parçalarından biri orta çıkıyor.


konuk vokalist petronella nettermalm'ın vokali, gerçekten parçayı apayrı bir mertebeye ulaştırıyor.bir kadının en etkileyici yanı bekleyişini ve çaresizliğini olanca masumluğuyla sergilemesidir belki de, petronella nettermalm bunu epey etkileyici yansıtmış:


"come play with me..."



3.better than anything: ephrat'ın no one's words albumünün, 8:26 çalma süreli üçüncü parçası. grubun yaratıcılığının ön planda olduğu, muhteşem bir progressive metal eseri. dingin bir başlangıç; yerini isyan ve sonrasında kabullenmeye bırakan bir yapıya göre dizilmiş notalardan oluşması bir yana, çeşitliliği, doyuruculuğu ve progresiviteden ödün vermeyen yapısıyla apayrı bir şarkı better than anything. çalma süresi boyunca, duyguları bir mellotron misali olgun ama çocukça; bir balyoz gibi sert ve ustaca dövebilen bir ephrat eseri.


özellikle parçanın yapısı oldukça emek verildiğini belli ediyor. sürekli gelişen/değişen ve temaya hakim bir yürüyüş, itinalı bir tartım parçayı albümün en başarılı parçalarından kılıyor. özellikle tomer z'ye bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum. album kayıtlarında seçtiği davulun tonu, kayıtlara bu parçada bir başka oturmuş. tuşelerinin yürüyüşe hakimiyeti ve yaratıcılığıyla da blackfield'da çalmış bir davulcunun performans ve başarısını belli ediyor.


gitarlar oldukça hakim parçanın yürüyüşüne. duruş ve kalkış zamanlamalarında kendini belli eden itina, ephrat'ın aynı zamanda oldukça teknik elemanlardan kurulu bir grup olduğunun altını çizmekte.
vokalleri incelediğimiz zaman, albumün son parçası ve şaheseri real'dan sonra, en etkileyici ve uyumlu ses yelpazesini fark ediyor dinleyici. lior seker, vokalinin gücüyle oldukça ön planda.


hayallerinden sıyrılmak durumunda kalan bir adamın durum değerlendirmesini oldukça hassas şekilde işlemeye çalışmış, başarmış da.




4.blocked:
ephrat'ın no one's words albumünün, 4:55 çalma süreli dördüncü parçası. albümün tek enstrumentali olma özelliğini de taşıyan parça, açılışından itibaren kulaklara, oradan zihne ve nihayetinde duygular arasında inşa ettiği köprülerden azametle yürüyor. tomer z'nin başarılı performansının albumün geneline yayıldığını şimdiden kabul etmek abartı olmaz. durağan bir tema üzerinde, sololarla pekiştirilen ve adeta nakşedilen ezgileriyle blocked, duygulardan mantığa giden yolları tıkamakla mükellef gibi.



5.the sum of damage done:
ephrat'ın no one's words albumünün, 9:36 çalma süreli beşinci parçası. öncelikle grubun vokalisti lior seker hakkındaki her şeyi ve omar ephrat'ın yaratıcılığını unutun. daha da önemli bir isim var karşımızda: daniel gildenlöw. parça ve vokal performansı bizzat daniel gildenlöw'e ait. başka bir değişle, yapım olarak bir ephrat parçası değil ancak icrasında ephrat elemanlarının kaliteli müzisyenler olması çok büyük bir artı.


daniel gildenlöw, pain of salvation'da yaptıklarının aksine çok daha farklı ve özgün bir parça hazırlamış albüm için. sarsıcı bir başlangıç, ardından yürüyüşü bir anda durduran akustik gitarla çalınmış dingin partisyonlar dizisi ve sonrasında... anlayacağınız daniel gildenlöw ephrat severleri progresif müziğe doyurmuş. şarkının değişmeyen tek parçası ismi demekte sakınca yok. ancak bu kadar yardımcı ve yan temayı harmanlamak ve birbirine bağlamak ancak daniel gildenlöw gibi insan üstü bir yaratıcılıkla bezenmiş bir müzisyenin eseri olabilirdi. parçanın vokalini başka bir vokalist de yapsa, eminim çoğumuz bu parçanın bir gildenlöw eseri olduğundan şüphe duymazdık.



parçanın teknik detaylarına girmek oldukça güç olur. çünkü zaten böylesine dahi bir müzisyenin eserinde her ayrıntı yerli yerinde olmalıdır ve parça gerçekten de teknik olarak çok üst seviyelerde. daniel gildenlöw'ün vokal performansı sadece parmak ısırtmakla kalmıyor, pain of salvation'un geleceği hakkında da fikirler veriyor.
beş kısımdan oluşan parça, daniel gildenlöw'ün yalnızca ephrat'a hediyesi olmasa gerek. hayatın en çok sesli mozaiklerinden...



6.real: ephrat'ın no one's words albumünün, 18:58 gibi uzun bir çalma süreli altıncı ve son parçası, mutlak tanımıyla şaheseri. "sonu sürekli değişen masal nedir?" diye sorulsa cevabı oldukça basittir. hayatı, masal tadında anlatan ama dinleyenin keşfetmesini umduğum detaylarıyla bezeyen, bir türlü bitirilemeyen masalın, babanın çocuklarına aktarışını anlatan bir masal ya da şarkı. birinden birini tercih etmek gerekirse, kanımca bu parça bir masal tadında her şeyiyle. progresif müzik adına bir dönüm noktası, bir kilometre taşı olabilecek kadar düzenli ve muhteşem bir kurgu, teknik ve akıcı olduğu kadar duyguları körükleyen bir anlayış, yer yer babasından masal dinleyen bir çocuğun meraklı sükuneti ve karşınızda, real.


masalların başlagıçları genellikle belirsizdir, o sebepten yardımcı nesir kalıplar kullanılır. oysa ephrat'ın başarımı burada oldukça göze çarpmalı, muhteşem bir serim, inanılmaz bir düğüm, insanı parçanın başına sürükleyen bir çözüm. bu, aykırı ve sonu belirsiz bir masal aslında. ephrat grubunun belki de tarihinin en başarılı parçası olacak real, bundan korkmamak anlamsız olurdu. o derece mükemmel bir parçayla karşı karşıyayız.



öncelikle girişte akustik gitarla bas gitarın dansı, sonrasında savaş davullarını andırırcasına dörtnala koşmaya başlayan bir arap atı, mellotronon en nazik hali ve masal... ardından düğüm bölümünde işler karışıyor, başka bir tema parçaya hakim olurken, arka planda bir önceki temadan izler var.ardından geleceğe dönüş...07:54 itibariyle, progresif müziğin ne olduğunu ispatlayan bir anlayış, genelde techno türünde kullanılan bir sample ve muhteşem ama muhteşem bir sentez...çözüm yaklaşırken bastıran hüzün, bir müzisyen için doruk noktası kıvamında. duyguları allak bullak edecek kadar etkili ama bir o kadar da naif. özellikle tüm progresif müzik severlerin kaçırmaması gereken bir parça, real. ephrat'ın sanatının doruk noktası, masalı...

1 yorum:

alter ego dedi ki...

Son 2 aydır sürekli dinliyorum Ephrat’ın albümünü ve adeta derinliğinde kaybolduğumu söyleyebilirim. Albüm konseptinin dağınık oluşu ayrı bir aksaklık benim için ki ben aynı düzeyde basma kalıp parçalardan bezeli albümlere nazaran daha değerli bulurum bu tür albümleri. Şimdi blogumda albüm hakkında bir şeyler yazarken denk geldim yazına. Benim gibi bir hayrana tanık olduğum için çok mutluyum. Ekşisözlük’ten filan baktım herkes ya Haze ya Better Than Anything parçalarına takmış, ya da albümdeki Daniel’in varlığından bahsetmiş. Ya peki Real? Kimse bahsetmemiş. Yahu bu parçada sadece ben mi anlamlı şeyler buluyorum. Her gün dinliyorum. O kadar çok dinledim ki şaşıyorum nasıl eskimediğine. Her seferinde içinde başka bir şeyler buldum, duydum. Her seferinde masalın içine çekti beni bir şekilde. Her türlü ruh halime bir şekilde uydurabildim. Tam anlamıyla bir şaheser benim için. Ve şimdi yazını okuyunca öylesine mutlu oldum ki, bu hislerimde yalnız olmadığımı gördüm. Bazı anlamlar paylaştıkça daha da güzelleşiyor. Real parçası gerçek bir şaheser.

Çok teşekkür ederim. Böylesi zevkli bir insanın bloguyla karşılaştığım için ayrıca mutlu oldum ve takip listeme ekledim.

Kalemine sağlık.