30 Mayıs 2009 Cumartesi

Placebo - Battle For The Sun

Placebo, Bloc Party gibi gruplar sevme eşiği yüksek gruplardır. Ülkemizin maço adamlarına, her ne kadar alternatif kılığına da girmiş olsalar Placebo'yu sevdirmek zordur. 'Ne dinliycem o ibneleri' diyen birini gördüğüm zaman tiksinirim, hele ki kendini modern, sosyal, hümanist, sevgi böceği, hele hele alternatif birisi olarak tanıttıysa. Bunlara son yıllarda Placebo'yu küçümseyen sofistike abla ve abilerimiz eklendi. Onlara göre Placebo 15-16 yaşındaki gençleri ağına düşürmeye çalışan 1-2 punk görünümlü emo, müzikleri çok ucuz, görünümleri komik.

Placebo kurulduğundan beri bu maço insanlarla, yazarlarla çok uğraşmak zorunda kaldı. Son dönemlerdeki yumuşamalarına (aslında straightleşmelerine) aldırmayın, Placebo Black Market Music'e kadar o 'ibne'nin her harfini hakedecek kadar ibneydi. Black Market Music'i Brian Molko her ne kadar yaptıkları en ticari albüm olarak görse de o zamanlarda, sonradan yapacakları BMM'nin yanında Kate Perry albümleri gibi kalacaktı. Bunun adına büyüme diyin, galibiyet diyin, ne derseniz diyin Sleeping With Ghosts ve Meds'de Placebo'nun tabu yıkar halinden eser yoktu. Nancy Boy, Taste In Man gibi şarkıların yaratıcısı bir grup yaşlanıyordu elbette ki, saçlar kısalmış, Brian'ın çocuğu doğmuş, '20 years to grow', 'Baby, don't forget to take your meds' gibi sözler almış başını yürümüştü.

Battle For The Sun'dan bahsetmeden önce Placebo'nun Covers albümünden dem vurmak istiyorum, çünkü BFTS'nin yolunu çizen aslında bu albüm oldu. Brian çoğu yerde BFTS'nin Meds'de bahsettikleri ve aslında benim hiç göremediğim, köklere dönme hissinin bu albümde de devam edeceğini açıkladı. (Bazen kızıyorum bu tutarsızlıklar için kendime ama işin doğrusu bu belki de, bir grup aynı şeyleri sürekli yaparsa bayat diyoruz, farklı giderlerse de hayalkırıklığı diyoruz, hangisi doğrusu bilmiyorum.) Köklere dönme bas, bateri, gitar üçlüsünün fütursuzca kullanılmasıysa dönmüştü Placebo belki de Teenage Angst dönemlerine fakat ruh olarak yerinde yeller estiğini söylemek doğru olacaktır.

Covers albümünde her Türk barında duyabileceğimiz bir çok şarkıyı coverlayan Placebo'nun aynı hissiyatı bu albüme taşımak istediğini söylemem gerekir. Elbette ki bir I Feel You ya da Daddy Cool kalitesinde şarkı yazamamışlar fakat sahnede çalarken seyircileri zıplamaktan öldürecekleri bir albüm yapmışlar. Bu yönden Placebo'nun alternatiflikten uzak en klasik albümüyle karşı karşıyayız diyebilirim.

Girişi açan iki gümbür gümbür şarkı Kitty Litter (berbat bir isim) ve Ashtray Heart albümün hazırlayıcısından çok temposunu belirleyen şarkılar. Kitty Litter Placebo'nun ilk işlerine oldukça benzemekle prodüksiyonun daha kaliteli olmasıyla ve bahsettiğim şarkıları klasikleştirme operasyonuyla evrilmiş Placebo diyebileceğimiz bir yerde. İlk iki şarkıda sadece 3 enstrüman dönüyor, elektronik işlere hiç girilmemiş, sadece Ashtray Heart'ta Stylophone kullanılmış extra.

Battle For The Sun dönüşleriyle bana oldukça bayık gelen bir şarkı, mastürbasyon yapan bir adam gibi adeta. Nakaratını da çok başarılı bulmadım, bu kadar uptempo bir albümden çıkacak single değil kanımca, pazarlama için kötü. Ardından gelen For What It's Worth Placebo'nun yazdığı en başarılı bar şarkısı, bar şarkıcıları hemen eklesin repertuvara, bu şarkıda bariz bir şekilde görülüyor Placebo'da Covers albümünün etkileri. Devil In The Details Placebo'nun orta dönemlerine götürüyor bizi, Blue American tadı geliyor ağızlara bariz, filler gibi ama değil, sonradan can yakar bu. “A heart that hurts is a heart that works” gibi klişelere sahip Bright Lights kötü bi filler. Speak In Tongues garip bir şarkı. Hakkında kötü konuşup ilerde muhtemelen sevebileceğim bir şarkıyı öldürme niyetinde değilim. Julien'daki elektronik denemeler ve Happy You're Gone dışında albümün geri kalanı da bas ve bateri üzerine kurulmuş ortalama bir rock albümü olmuş. Son şarkı Kings of Medicine Placebo'nun son dönemlerine en yakın şarkı belki de, idare ediyor.

Sonuç olarak Placebo hayranlarının severek karşılayacağı bir albüm var karşımızda. Konserlerin coşkulu geçeceği ve bol bol zıplanacağı aşikar. Şimdiden İstanbul'daki konsere gideceklere eğlenceler dileyelim. Klasik işlere girmiş Placebo'da Brian'ın saçlarını tekrar uzun görmek çok güzel diyip 10 üzerinden 6.5 veriyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hediyeediyor.com da özel bir dvd lerini gördüm, ilgimi cekti Placebo. Ondan önce pek bilmiyordum, yazınız pek bir aydınlattı. Teşekkür ederim :)