
Birlikte büyümekten hoşlandığım bazı gruplar var. Nasıl Beatles zamanında yaşayamadıysam, Queen'i zamanında anlayamadıysam, Doors ruhundan çakmıyorsam kendi zamanım için anılacak büyük grupları kaçırmamaya çalışmak elimden gelebilecek tek şey. 90ların sonlarında müzik denilen kutsal şeyin gerçekten farkına varan şahsım ne yazıktır Radiohead'in en büyük, en şaşalı albümünü kaçırdı. OK Computer taptığım 5 albümün arasına girebilecek kadar sevdiğim bir albüm olsa da Radiohead olgunluk çağında yakalayabildiğim bir grup oldu, onlar benim jenerasyonum için değil hayır, bunu insanlara kabul ettiremiyorum.
Şundan bahsediyorum; bir bireyin müziksel gelişimi belki çok küçükten şekillenir ama gerçekten kalıplaşmaya başladığı zaman birlikte olduğu, kendini kabul eden arkadaşlarıyla kendini yoğurduğu yaşlardır. 20'li yaşlarına kadar adam gibi müzik dinlemememiş bir birey üniversite arkadaşlarıyla kendi müzik kimliğini bulabilir pek ala bunların çok örneğini gördüm, Serdar Ortaç'la büyümüş beyin birden Metallica'ya geçince tanımlanamıyor tabi onu da yazmak lazım. Ama genelde beyinin aydınlanma çağı olan ergenlik çağı sonrası (oha yazı nereye gitti) kişi kendini geliştirip yakaladığı müzikle büyüyor ve o sıralar yakaladığı en fresh ve iyi şeye farklı bir sevgi duyuyor. Bu yüzden Radiohead OK Computer'ı yaptığı sıralarda ebelemece oynayan aptal çocuklar olarak kimse bana (benim yaşlarımdan tabi) Radiohead'i aşmış yüce varlıklar olarak tanımlamasın. Radiohead'in son 2 albümü çok ortalama rock albümleridir, abartan onu zamanında yakalayıp tapınan kişilerdir. Benim zamanımın büyük grupları Coldplay ve Muse'dur, ama farklı ve bana kişisel olarak değerli olan Muse'dur.

Aslında bütün olay Bellamy'nin sapkınlıklarıyla ilgili. Kendisi gibi rockstar babasının bulaşma müzik olaylarına demesine rağmen piyanoya erken yaştan bu kadar sarmasaydı, sonradan kendisinin söylediği gibi 94 Glastonbury'de Jeff Buckley'i izleyip onun gibi olmak için yanıp tutuşmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı. Doğuştan yetenekli bu adam, üniversite okumamasına rağmen okuduğu kitaplarla, sindirdiği teorilerle, yiyip bitirdiği sinema tarihiyle, şarkılarda, videolarda yaptığı referanslarla çağımızda hiç bilgisiz bir insanın bile ne kadar çok materyale ulaşabileceğinin, isterse kendisini ne kadar geliştirebileceğinin bir kanıtı.

Bellamy'nin Origin Of Symmetry'de Kaos Teorisi, Hyperspace, Absolution'da kıyamet teması, Black Holes'da uzay western karışımı imgeleri gibi incelediği birbirinden füturistik yolların sanatıyla birleşmesi, özellikle piyanoda vücut bulması onu Gustav Holst gibi müzik tarihinde ayrı bir yere konmasını sağlıyor. Şarkı sözlerinde batırdığı iğneler, zaman zaman yaptığı kara mizah onu mizah konusunda da garip, nevi şahsına münasır bir insan olarak kılıyor. Hiç bir şeyde bağımlı olmamaya duyduğu istek Manson'ın ona özel yaptırdığı gitarlara (Matt-O-Caster) kadar yansımış durumda.
Muse yazısından çok bir Bellamy yazısı oldu fakat bu gruptan Matt'i çıkardığınız zaman elinizde sadece iyi bir baterist ve basist kalıyor. Piyanosunun yanında kullandığı kendine has gitar tekniği ki bu konuda özellikle Jimi Hendrix'i örnek aldığını söyler hep ve yazdığı rifflerde de (ki Plug In Baby Total Guitar'da gelmiş geçmiş en iyi 8. riff ilan edilmiştir, aynı listede Knights of Cydonia ve Supermassive'i de bulmak mümkündür, buradan çok değerli Muse'dan nefret eden ülkemiz müzik yazarlarına selam edelim) bir frontman'den alınabilecek en yüksek verimi görmüş oluruz. Sonuç olarak Bellamy'li Muse, Gerrard'lı Liverpool'a benziyor, sonsuza kadar hatırlanacak büyük bir grup, büyük bir başarı, mükemmel şarkılar ve efsane Bellamy.

5 yorum:
in rainbows için ortalama bir rock albümü tanımlaması gerçekten olmamış :))
radiohead için ortalama bi albümü kasdettim aslında, yoksa benim en sevdiğim radiohead albümü hail to the thief'tir ki bu da yine zamanında yakalama kapısına çıkıyo :)
ben de ortaokulda r&b dinlerdim öyk... doğru yolu sonra buldum :)
gerçi bu yazıda esas hoşuma giden matt'in referansları; göndermeler her zaman aklımda minik kıvılcımların çakmasına ve "aaa tanıyorum bunu bi yerden" dememe neden olur :)
peki bir arkadaşımın babasının,arkadaşım ortaokul da okurken kendisine "al bak bu grup güzelmiş,dinle seversin..." diyerekten Radiohead kaseti hediye etmesine ne denir:))
NOT:Bu postu okurken last fm radyosunun bana Knights Of Cydonia çalması,hoş bir tesadüfmü,ilahi bir mesajmı:)
oha denir, küçücük çocuğa o yapılır mı denir :)
Yorum Gönder