
Amerikanların Coldplay'i çok yürekten sevdiğini biliyoruz. U2'dan sonra Brit bir grubun Amerika'da bu kadar sevilmesi elbette onları değiştirecekti. Jay-Z ile düet yapacaklar, piyasaya oynamak için albüm ruhunu iplemeyip Clocks gibi büyük hitler yaratmaya uğraşacaklar, Hollywood yıldızlarına gönüllerini kaptıracaklar, müzik dergilerinin eleştirilerinden aşağı düşmemek için deli gibi korkacaklardı. Bunlar 6 yıldır hepimizin izlediği ama ses çıkaramadığı şeyler.
Peki neden ses çıkarmıyoruz, bir Parachutes'un 40 yıllık hatırı mı var?
Gerçekten var sanırım. Bugün bu yazıyı yazarken bu albümü Viva La Vida kadar eleştirmeyeceksem Parachutes'un hatrınadır. Ne alaka diyeceksiniz, aslında albümü dinleyenlerin demeyeceğini tahmin ediyorum. Viva La Vida'dan A Rush Of Blood To The Head'den ne fazlası var bu uyduruk b-side toplamasının hemen söyleyim; Prospekt's March/Poppyfields ve Now My Feet Won't Touch the Ground. Parachutes'ta olsa sırıtmayacak bu iki şarkı Jay-Z featuring yapılmış bir Lost rezilliğinin, albüm doldurmak için konulmuş Osaka Sun remixinin bütün ayıbını örtüyor benim için.
Albümün geri kalanı mı? Biraz Life In Technicolor II, gerisi karavana. Karavanalara kızasım bile gelmiyor, Prospekt's March/Poppyfields sağolsun. Ne kadar büyülü bir şarkı olduğunu içime girip çıkan ağrılardan ölçebiliyorum sadece.. Arkasından Spies dinlenmez mi, nasıl da dinlenir... İyi dinlemeler.
1 yorum:
O kadar sinirlenilmiş ki download linki bile yok:)
Yorum Gönder