
Anlattığın bir şeyi ikinci defa aynı heyecanla anlatmak ne kadar zorsa bir albüm yazısını aynı hislerle yazmak o kadar zor. Geçen defa yazdığımda ilk olarak İskoçya'nın güzelliklerinden bahsetmiştim, Glasgow'uyla, gaydasıyla, ekose eteğiyle, bağımsızlık hikayeleriyle, Celtic-Rangers derbisiyle ve en güzeli de al yanaklı, sempatik, güzel kızlarıyla nefis bir memleket. Celtic-Rangers derbisinin Snow Patrol'la pek ilgisi olmayabilir ama güzel kızlarının Gary Lightbody ve arkadaşlarının duygusal şarkılarının orijini olduğunu tahmin edebiliriz.
Snow Patrol bir çoğumuz için özel bir grup gerçekten. Hangimiz Chasing Cars dinleyip gerçek aşkı kovalamayı düşünmedi, Run dinleyerek kendini yerden yere vurmadı. Kendilerine özgü güzel sounduyla bu grup post-Coldplay yakıştırmalarını hiç mi hiç haketmiyor. Editors gibi post-Coldplay tanımını tam taşıyan bir grupla tek ortak noktaları vokallerinin kalınlığı olabilir.
Hakkında bahsettiğimiz 5. ve yeni albüm A Hundred Million Suns da üzerine bastığım unique Snow Patrol soundunu çok iyi taşıyor. Çok vurucu bir şarkı yok belki, aslında 1-2 şarkı şimdiden beni etkilemiş durumda, Engines, Disaster Button ve The Planets Bend Between Us özellikle ama şunu söyleyebilirim ki mükemmel şarkı yapmadan çok iyi albüm nasıl yapılır göstermişler beyefendiler. Keyifle dinleyiniz, bir de şarkı koyalım yine.
Snow Patrol - Disaster Button